1 Mart 2012 Perşembe

Hatun Kişi-Er kişi

"Sevgiliye nasıl davranmalı" diye düşündüm dün. Yani BENCE..
Bi kere bu kadar mükemmel bir insan söz konusu olmasa bile böyle insanların var olabilitiesi mutlu etti beni.
Öyleyse başlıyorum.Öhö öhömm
Bi kere er kişi hatun kişiyi belinden sarmalı. Bu hareket bir yandan sevgi bir yandan sahiplenme göstergesidir. Bütün hatun kişilerin hoşuna kaçar. Er kişi işin ayılık boyutuna kaçmadığı sürece tabi.
Er kişi hatun kişisini koklamalı.Köpek gibi değil lan yanlış anlamayın hemen böyle boynundan bir nefes çekmeli mesela.
Hatunlarda aynı şekilde.Sevgilinin boynundan bir fırt çekmek akıl off aşk on durumuna geçmek demek.
İki tarafta öperken öküz gibi değil incitmekten korkuyormuşcasına öpmeli birbirini. Yine Sevgiliyi boynundan öpmek geçici felç sebebidir bunuda eklemiş olalım.
Bir fotoğrafla destekleyelim.

Saçma sapan,hiçbişey yokken öküz gibi gözlere inatla bakmayı anlayamıyorum.Bana itici geldiğinden geçiyorum burayı.
Bakışlarda geçemeyeceğim bir konu var onu unuttum. O da şu canlar : Bir hatun kişi er kişisinin bakışından anlamalı ne demek istediğini.
Sinirlendi mi ? Kıskandı mı? Canı mı yandı? v.s v.s
Er kişi sert olmalı,dik olmalı,net olmalı. Çocuk gibi küsmemeli.Tamam trip atılır ama küsmek ne abi yaa kaç yaşındasın ? diye sorarlar adama.
Er kişi Aptal saptal romantikliklere girmemeli. Peluş oyuncak alan erkekten kaçınmalı. Bana göre çiçek alan erkekten de kaçınmalı.Beyaz çorap giyen ve serçe parmağına yüzük takan erkeklerde cabası.... Allah korusun amin..
Tek çiçek alınabilir bana o da beyaz frezya :) Siparişi verdim yalnız alttan alttan :) 
Er kişinin tribün hayatına karışılmamalı.! Kızlar genelde sevmez ama ayda yılda bir Er kişinizle bir maç izlemeniz lazım gelir anacım.
Benim gibi spor ya da maç seveler içinse söyleyecek birşeyim yok bu konuda :) Geçiyoruz.
Er kişi anlamsız hediyeler almaktan vazgeçmeli hemde derhal.Hatun kişiler maddi değeri değil manevi değeri büyük şeylerden hoşlanır klişesini esefle kınıyorum.
Yalan abicim yalan kandırmayın kimseyi. Hatun gitcek Gucci'den saat alcak sen gitcen yastık alcan olmaz şimdi o iş.Birbirini iyi tanımalı eşdeğer kalitede hediyeler bulunmalı.
Hatun kişi daima bakımlı olmalı.Manikürlü ve temiz olmalı,güzel kokmalı.Er kişin sadece kokunu duyabilmek için 2cm daha yakın oturmalı sana.Sende ona.Erkek içinde bu geçerli temiz,güzel kokan erkek asla kaybetmez.! 
Eşofman giysen bile bir özen olmalı.Bakkala gitmiyorsun Sevgiliye gidiyorsun.
Hatun kişi ayarında giyinmeli.Dekolteden ödün vermeden,er kişisini zora sokmadan. Dengeyi tutturamazsan birinden birini kaybedersin tatlım.!
Hatun kişi suratını araba kaportası gibi boyamaktan derhal vazgeçmeli. Yapmacıklıktan ve özellikle çocuk gibi konuşmaya çalışmaktan VAZGEÇMELİ..!
Bakın bu çok önemli konu bayanlar...Dikkat edelim.!
Er kişi sevdiğini söylemekten çekinmemeli.Ama öyle öküz gibi "seviyom" dememeli. Gayet orijinal,zekice ama  içinden geldiği gibi söylemeli.
Hatun kişi de sürekli "seviyoruğğuuaamm.aşkooaamm" gibi söylemlerden bulunup darlamamalı adamı.Bir de bir erkeğe "bebeğim" denilmesini doğru bulamıyorum nedense ama arada bende diyorum :))
Yine Hatun kişi sürekli yoğun ilgi beklememeli.! Adam senin dibine düşmez anacım. Bekleme bunu.! Adam çalışıyodur,okuyodur farketmez.Tüm gün seni pohpohlamak zorunda değil.! Ama gün içinde alakasız bir saatte arayıp "seviyorum" deyip surata telefon kapatma şekli tüm enerjinizi yeniden toplamanıza neden olabilir :) 


İki taraflı sevilen şeylere saygı duyulmalı. Eğer rahatsız olunuyorsa direkt ama kırmadan söylenmeli."o ne yaa","çok aptal" "bayılıyosun boş işlere" gibi olmamalı. İnsan olun lann..!

Hatun kişi erkeğini sahiplenir.Üstüne başına dikkat eder,uyarır.Kravat(varsa tabi) düzeltmek,yakalarını silkmek,gömlek yakasını düzeltmek v.s gibi. Kimi Er kişinin hoşuna kaçar bilginize.
Sevgililer birbirlerinin aynasıdır. Unutmamak lazım gelir. Toplum içinde aşırıya kaçmadan vıcık vıcık olmadan,yalnızken biraz daha fazla romantik olunabilir ama tabi her iki ortamdada kıvamında.
El ele tutşma mevzusuna gelince parmaklar birbirine geçirilerek tutulmalı bence. Emanet gibi tutulmamalı. İyice kavranmalı.Hem sevgi hem sahiplenilmişlik sonuna kadar hissedilmeli.
Yavaş lan fazla sıkmayın öküzleşmenin alemi yok olay şu dur:

Sevgiliye Şarkı ithaf etme konusundada gözünüzü seveyim şu varoşlukları bi atlatın. O ne Gökhan Özen falan...? 
Bizim miss gibi söz yazan Rock Gruplarımız falan var yani.Araştırın bulun.Az orijinal olun yavrucum yaa..
Başka bir konu,Siyasi görüşler farklıysa olabildiğince saygı ve mantık çerçevesinde tartışılmalı. Übersonik sorun haline getirilmemeli.!
Birlikte yaşayanları aklım almasada evli olanlar için en mükemmel uyuma şekli ise  bence bu 


Erkekle Kadın eşit değildir.Bunu bi kabullenin Ey salak bayanlar.! Bir kere eşit olsa fıtrat denk olurdu.
Eşit olsaydı sen biriyle birlikte olduğunda Orospu,Erkek biriyle birlikte olduğunda Milli olmazdı.!
Eşit olsaydı sen onun soyadını almazdın.Eşit olsaydı evlilik teklifini "Seninle evlenebilir miyim" ederdi erkek.!
Vazgeçin lan bu eşitlik ayaklarından.! Sosyal hayatta böyle bu olay kimi kandırıyosunuz siz?


Daha yazacak o kadar çok şeyim var ki bu konu hakkında...Sayfalara sığdırmak biraz zor olur :) O nedenle tam burda bitiriyorum.
İşte böyle er kişiler,hatun kişiler...Benim penceremden budur olay .!
Allah'm bunları harfiyen uygulayabilecğim bir adam çıkar sen karşıma. Aminnnn :)

23 Ocak 2012 Pazartesi

Ben Zaten Her Acının....

Tiryaaaakisi olmuşum.Ömür boyu bitmeyen derdinle yorulmuşum...Gülememmm dınınınınıııı
Allahım nedir bu 2012'ye girdiğimden beri anlamadım.Noldu lan bana...? 2012mi bana girdi,ben mi ona çözemedim henüz...Sanırım ilk seçenek daha uygun...Nasıl bir arabeks kadın oldum çıktım anlatamam.İbrahim Tatlıses iyileşse de bir an önce yeni şarkı yapıp ağzıma sıçsa yerlere yapışarak ağlasam diye bekliyorum resmen öyle fena bir haldeyim.Neyse ki bir kaç güne İstanbul'a gidiyorum.Ne var ne yok orda bırakıp dönücem gri şehrime Ankara'ma.Döndüğümde ise beni yepyeni bir hayat beklemesi üzerine kendime söz verdim.Yani vermedim de düşündüm öyle.Umarım başarabilirim. Artık çok gülmek istemiyorum,güldürmek istemiyorum.Çok konuşmakta istemiyorum,merhametli olmak istemiyorum,sevmek istemiyorum,sabır göstermek hiç istemiyorum...Ben artık bu Kübra'yı sevmiyorum.Çünkü artık zarar görüyorum anlatabildim mi ? ciğerimi söküyolar artık çünkü...Daha donuk,soğuk,duygusuz bir Kübra istiyorum. Böyle kırılmayan,ağlamayan,kolay kolay gülmeyen falan yani işte anladın sen... Bittim çünkü kalmadım ben...

20 Ocak 2012 Cuma

...Ağla Ağla...Açılırsın...

Çocukluğumdan beri kalabalık ortamlarda ağlayamam ben...Babam ağlayan insandan nefret eder bende ölümüne ağlak biriyimdir...Babamdan böyle durumlarda duyduğum tek cümle "git odanda sessizce zırla" olurdu...Ben yutkunarak odama gelirdim.Odamda bile rahat rahat pöykürerek ağlayamazdım çünkü "sessizce" derdi.Yani ne demek bu "git odana gözüme görünme sesini bile duymayayım defol..!" Önüme baka baka giderdim odama ağlarken ağlarken uyuyakalırdım...O zamandan beri pek ağlayamam.Yani ağlarım tabi ki ama kendi kendime kimsenin görmediği yerlerde ağlarım...Hep bastırırım duygularımı.Bi de artık çok gülüp çok konuşuyorum.Ağlayamadığım zaman çok iğrenç derecede ters bir insan oluyorum...Volkan Konak şerefsizi gibi oldum "çekilmez bir adam oldum yine" diye sikik sikik acındırıyor ya kendini...Orosssspuçocuğu..! Ağlayamıyorum abi çok istisnai durumlar dışında tabi...Ağlayan çocuklarada ifrit oluyorum.Benim çocuğum ağlarsa napcam onun hakkında bir fikrim bile yok şuan. Bu huyum yüzünden çok "duygusuz" damgası yedim ama memnunum açıkçası iyi böyle...Bazende zararlı ama,çok sıktığım zaman kendimi düşüp bayılıyorum 1 hafta yataklık hasta oluyorum sinirsel olarak.Yakında beni zaten ağır bir ruh hastalığı teşhisiyle hastaneye hapsedicekler. Biliyorum.
Tüm bunlara rağmen bildiğim şudur  ki :

Çok gülen insanlara iyi davranın. Çünkü onlar hep bir yerlerde tek başına ağlarlar..

13 Ocak 2012 Cuma

Hoşgeldin MaviGöz..Hiç gitme nolur...!

Bu arada birisi vardı ki...Anlatmaya ne kelimelerim yeter..Ne hissiyatım,ne gözyaşım,ne özlemim,ne sevgim...
Benim bir MaviGöz'üm var kimselere değişmeyeceğim...
O zamanlar mezun olmuşum 2007-2008 öğretim yılı  :) Gittim dersaneye kaydoldum..Neyse işte seviye belirleme sınavı mıdır nedir ona girdim...İyi bi puan almışım herhalde ki beni zaten 2 tane olan sözel sınıflarından (ve yine burada da siklenmeyen sözelciler) ortalaması yüksek olan sınıfa verdiler. Gidip geliyoruz falan işte yavaş yavaş çevre ediniyorsun.Zaten ne dinliyorsan o çevre edinme olayı gerçekleşene kadar dinliyorsun derste... o zamanda vardiyalı bi sistem vardı bizim dersanede...işte sabahcı öğlenci muhabbeti ya. İki gün sabahcısın iki gün öğlenci  falan.Biz gidip geliyoruz ama alt sınıfta iki tane kız var Allah'm nasıl salak tipler nasıl böyle bi atarlı havalı tipler anlatamam.Acayip tav oluyoruz biz bunlara arkadaşlarla... o Büyücü kılıklıyla bu MaviGöz belli ki dersanede falan tanışmamışlar.Sonra öğrendik ki liseden arkadaşlarmış.Neyse öyle böyle derken ben sınıf düştüm.Bunlarla aynı sınıftayım artık "lanet olsuuun" diye diye gidiyorum dersaneye. Öyle de varoş tipler var ki bi tek onlarla arkadaş olabilirim yani bunlar birgün  yanıma geldi konuşuyoruz  sohbet,muhabbet iyice sardırdık.Bi gün baktım ki MaviGöz'le daha çok anlaşıyoruz.Sonrasında tabi o da anladı ve biz o Büyücü kılıklıya tekmeyi bastık o ayrı :)
Allah'm böyle bişrşey yok her sabah 07:40'da metronun altındaki Zerdali Pastanesinin önünde  buluşup ordan poğaça alıp dersaneye beraber yürüyoruz falan öyle sıkı fıkıyız.Nasıl mutluyum anlatamam.Koyayım dünyaya modunda yaşıyoruz... O zamanlar AnkaraGücü sıtaylayız benim sevgilim öyle diye.Ulan hayatımdaki en orospu tiplerdi sevgili için takım değiştirenler ben alasını yaptım tüüü bana..! 
O kadar çok şey yaşadık ki MaviGöz'le ne anlatsam buraya sığar ne de o kadar kelime haznem var...
Ne bileyim "gerçek dost" derler ya heh..! işte ta kendisi...
Kötü birşey yaptıysam yüzüme küfür etti..! "Sikicem şimdi heaa.!" diye başladı cümleye bazen...
Bazıları "o kız seni satar" dedi arkamdan MaviGöz'm hep beni savundu gerekirse kaybetti ama hep benden yana oldu...
Derken o Manisa'ya okumaya gitti.Yıkıldım.Kahroldum.Ağladım.Zırladım ama gitti...
Hiç o kadar ayrı kalmamıştık lan biz yaz tatilinde bile haftada bir mutlaka buluşan tiplerdik yani..Evlat acısı gibi oturdu içime şerefsizim gidişi. Böyle hayat bi boş geliyo ki bana anlatamam.Saçma saçma terkedilmiş sevgili modunda kulağımda kulaklık geçtiğimiz yollardan geçince ağlıyodum o derece. Hani heyecanlanırsın da ellerin fazla gelir nereye koyacağını bilemezsin ya aynı o durum işte ne yapacağımı bilemiyorum o sıralar.O kadar çok birbirimize girdik ki sayısını bilmem.Hayatımıza giren erkekler yüzünden de az kavga etmedik.Sonuç ne ? diye sorarsanız "bize her sevdadan geriye kalan sadece GalataSaray" derim...Şaka lan. Herkes gider Sis'ler kalır...Ana felsefe bu..! Hakkaten yaa bak aklıma geldi Recep İvedik ilk çıktığında 2,5saat sinema sırasında bekledik yaa var mı abi böyle birşey ? Bekledik yani artık ayakta durmaktan belim sikildi ama bekledik.Zaten ben o ara fizik tedavi görüyorum beni makinelere bağlayıp çeki çekiveriyolar canımdan can gidiyo..
Ama en önemlisi nedir diye sorsanız...hemen anlatıyorum...Beynimdeki kitleden dolayı ben sürekli tansiyon düşükşülüğü ile yaşıyorum yani yaşamıyorum bayılıp gidiyorum o zamanlar...Birgün yine içimizdeki holiganlar ortaya çıkmışken kalktık sınıfımızdaki en arka sıradan iki yandaki boşluklardan ilerliyoruz öyle konuşarak.Kantine çıkcaz.Bende o gün galiba yine benim adama sinirlenmiştim ya da başka birşeye birden yer oynamaya başladı ayaklarımın altında çaktırmamaya çalışıyorum falan ama birden ışıklar gitti...Hop ben oraya düş bayıl...Benim MaviGöz'ün anlattıgına göre "camdan dışarı bakıyodum sana elimi uzattım birden sesin kesildi bi baktım elim havada sen yerdesin" tabi hemen müdahale falan işi kurtardık orda :) O günden beri anladım ki düştüğümde (somut ya da soyut faretmez) elini bana uzatan bir KARDEŞ'm var artık... O kadar çok anımız,ağlaşmalarımız,gülüşmelerimiz var ki...Çok fazla kırgın olduğumda dahi ağladığını öğrendiğimde arayıp "noldu?" diye sorduğum ; "seni çok seviyorum sıkma canını ağlama sakın" diye kapattığım şahıstır kendisi....Her gidenin arkasından bana "ağlama" deyip kendide ağladı...İşte bizi bağlayan da bu oldu sadece "ağlama" deseydi gerçek dost olmazdı benim nazarımda... Şimdi geçmişe dair özlediğin ne var deseler bana istediğim zaman kalkıp geldiği,yanımda olduğu günlerimiz.Allah'a yalvarıyorum bir an önce geri dönmesi için...Her istediğimde koşup sarılabilmek için...
Bu zamana kadar salak alışverişlerime,zırlamalarıma,kendim kadar aptal sevgililerime,sorumlu anneme,sorunlu babama,AnkaraGücü'ne,triplerime,küslüklerime ve daha aklıma gelmeyen bir çok şeye katlandığın ve beni olduğum gibi sevdiğin için çok teşekkür ediyorum MaviGöz'm..Hala yanımda olduğun için de tabi..Senelerin kardeşliğimizi güçlendirdiğini çok iyi biliyoruz. Varlığını hissetmek bile bana güç veriyor...Hiç gitme ne olur ben sensiz yarım kalırım..! 

''Ne kadar seviyorsun..?'' desen... O kadar işte..! Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin...!

...Kader...

+Söyle lan ne söyleyeceksen..Söylesene lan…Söylesene lan.!
-Uğur böyle yapma..
+Nasıl yapma lan..Nasıl yapma.? Kendini de beni de ne hale soktuğunu görmüyor

musun lan? Hiç gurur yok mu lan sende ?Hiç utanmaz mısın? Erkek değil misin

lan sen ? Erkek değil misin?


+Uğur…!


-Uğurunu sikiyim lan..!Ağzına sıçayım…! Kaç zaman oldu lan ? Bu kaçıncı? Kaç

defa konuşmadık mı? Kaç defa konuşmadım mı lan ? Daha kaç defa konuşalım?

Söylenecek ne kaldı ulan şerefsiz..!


+Uğur…SENSİZ OLMUYOR..!


İşte AŞK..! Dünya'nın en samimi en doğal en saf aşkı... o kadar lafa o kadar

yaşanmışlığa o kadar acıya rağmen dönüp yine gelmek ...Vay aq..!